
Mevcut ekonomik koşullar birçok yapısal kırılganlık ve aşırı ısınma işareti taşıyor. Bu çerçevede, son dönemde atılan adımlarda mevcut siyasi politikaların (hukuki süreçte olan davalar ve tutuklamalar gibi) devam edeceğini ve Merkez Bankası’nın mevcut politikalara paralel düzenlemelere yöneldiğini göstermektedir. Merkez Bankası eğer bu düzenlemeleri yapmasaydı veya ihtiyaca paralel peyderpey yapsaydı mevcut politikaların kalıcı olmayacağını düşünebilirdik.
Finansal krize dönüşme potansiyeli taşıyan başlıca göstergeler ve yakın dönemde takip edilmesi gereken sinyalleri özetlediğim bu yazıda özünde siyasi krizin finansal krize dönüşme noktalarını yorumlayarak öncü göstergeleri tekrar topluca değerlendireceğim.
Benim hesabımı takip edenler zaten geçmiş yazılarımda aslında bu konuları veriler eşliğinde ele aldığımı, iflah olmaz bir veri analitiği olduğumu ve veri olmadan hariçten maval okumadığımı bilirler.
1. Mevcut Risk İşaretleri (Ekonomide Isınma ve Kırılganlıklar)
Mevcut durumu riskler açısından birey/vatandaş, reel sektör ve makroekonomik koşullar açısından özetleyelim.
A. Hanehalkı ve Tüketici Tarafı
- Kredi kartı borçlarındaki hızlı artış:
Gelire oranla aşırı borçlanma, ödeme kabiliyetinin zorlandığını gösterir.
Bu konuyu neredeyse 2-3 ayda bir güncelliyorum ve ciddi anlamda problem olduğunu, neredeyse tüm toplumun bankalara borçlu olduğunu görmekteyiz. Vatandaş ekmek almak için borçlanıyor desek yeridir. Kredi geri dönüş hızındaki düşüş:
Tüketicinin yükümlülüklerini zamanında yerine getirememesi bankacılık sistemini tehdit eder.
Kredi geri dönüş hızının yükselmesi bireylerin bankacılık sistemine olan borç verileri ile takip edilebilir.
- Taksitli ihtiyaç kredilerinin yüksek faizle sürdürülebilirliğinin düşmesi:
Hane halkı tüketimi yapay biçimde artarken tasarruf oranları düşüyor.
Konu hakkında son yazım linkte
B. Reel Sektör Tarafı
- Konkordato başvurularındaki artış:
Şirketlerin nakit akışlarında ve borç ödeme kapasitesinde sistematik bozulma sinyali verir.
Türkiye’de son büyük konkordato başvurusu KFC ve Pizza Hut markalarından geldi. Bankacılıkta konkordato verileri istatistikler üzerinden takip edilir ama büyük holdingler ve/veya büyük şirketlerde yaşanacak flaşlar ciddi anlamda batak riskine karşı önlemleri üst seviyeye taşır. Bu anlamda KFC ve Pizza Hut iflası istatistiklerin ötesinde alarm zillerini çaldırmıştır.
2024 boyunca konkordato başvurularında çift haneli artışlar gözlendi. Özellikle inşaat, tekstil, gıda tedarik zincirlerinde. Bazı büyük şirketler iflas öncesi konkordato ilan ederek faaliyetlerini durdurmuştur.
Konu hakkında son yazım linkte
- Şirket kredilerinde geri dönüş oranlarındaki zayıflama:
Bankacılık sisteminde batık kredi oranı artar, risk primi yükselir.
- Kapasite kullanım oranlarında düşüş:
Sanayi üretiminde duraksama, iç talepte daralma beklentisi doğurur.
Kapasite kullanım oranları hem global hem de Türkiye’de düşüşte. Bu konuda İSO PMI verileri de bizlere düşün devam ettiğini gösteriyor.
https://www.iso.org.tr/projeler/iso-turkiye-sektorel-pmi
C. Makroekonomik Düzeyde
- Yüksek politika faizine rağmen düşmeyen enflasyon:
“Faiz-enflasyon uyuşmazlığı” yatırımcı ve piyasa güvenini zayıflatır.
- Satın alma gücü paritesinde kalıcı bozulma:
TL’nin yapısal değer kaybı ithalat maliyetlerini artırır.
- Net ihracat daralması ve ithalat bağımlılığının artması:
Cari açığın yapısal hale gelmesi döviz rezervlerini baskılar.
Makro göstergelerin önceliklendirildiği, hedeflere ulaşmak için maliye politikalarının devreye alınmadığı, birey/vatandaş ve şirketler kesimine faturanın çıkartıldığı bilinen bir gerçek. Bu konuları uzun süredir şirketlere yansıması, maliyet artışı, ihracat pazar kayıpları, şirketlerin operasyonlarını yurtdışına kaydırması şeklinde özetlenecek şekilde yazılarıma konu ediyorum.
2. Krize Dönüş Noktasında Göreceğimiz Ana Sinyaller
Aslında öncü göstergelerin bir kısmı zaten gerçekleşti eskilerin tabiriyle zuhur etti.
- Konkordato + iflas sayısının sektörler geneline yayılması
- Bankacılık sisteminde batık kredi oranlarında yükselme
- Kur şokları – ani TL değer kaybı ile birlikte ani sermaye çıkışları
- Bankaların kredi musluklarını tamamen kısmaları, yeni kredi tahsislerinde dramatik yavaşlama
- Merkez Bankası rezervlerinde ani düşüş
Yakın dönemde izlenmesi gerekenler veya kısmen gerçekleşenler
- Finansal sistemdeki güven kaybının mevduat çekilişlerine dönüşmesi
- Devlet tahvili faizlerinin kontrol dışı yükselmesi
- Risk priminin yükselmesi
3. Yakın Dönemde Takip Edilmesi Gereken Göstergeler
GÖSTERGE | KAYNAK |
Bankacılık sisteminde tahsili gecikmiş alacak oranı (NPL) | BDDK |
Tüketici kredisi / gelir oranı | TCMB, TÜİK |
Şirket konkordato başvuruları | Adalet Bakanlığı |
Kredi kartı borç bakiyesi büyüme hızı | BDDK |
Kapasite kullanım oranı (KKO) | TCMB |
İmalat sanayi PMI | İSO/Markit |
CDS primi (5 yıllık) | Bloomberg, Reuters |
Döviz rezervleri / kısa vadeli dış borç oranı | TCMB |
4. Kurumsal ve Kamusal Hazırlık İçin Öneriler
- Erken uyarı sistemleri kurulmalı (NPL, tahsilat süresi, kur marjı, tahvil getirisi bazlı).
- Finansal stres testi yapılmalı (şirket ve banka bazında).
- Borç yeniden yapılandırma modelleri önceden planlanmalı. Zombi şirketlere geçit verilmemeli. Geçmişteki İstanbul Yaklaşımı’na benzer bir yönteme asla başvurulmamalı. Zombi şirketlerin iflasının yolu açılmalı.
- Hanehalkı borçluluğuna karşı sosyal destek mekanizmaları gözden geçirilmeli.
Bir yanıt yazın