İmar Bankası 1984 tarihinde Uzan Grubu tarafından satın alınmıştır. İmar Bankası, 1988 tarihli bankalar yeminli murakıbı raporlarında usulsüz uygulamalarla yer almıştır. Raporda; mevduat kabul etme yetkisinin kaldırılması, yönetim kurulu üyelerinin istifa etmesi ve bankacılık yetkisinin iptal edilmesi şeklinde tavsiyeler yer almıştır.
Aralık 1989 tarihli bankalar yeminli murakıbı raporunda ise kayıt dışı çalışan bankacılık sistemine ve grup şirketlerine kullandırılan kredilere vurgu yapılmıştır.
Aralık 1989 rapor tarihinden çok kısa bir dönem geçmiş olmasına rağmen Nisan 1990 tarihli bankalar yeminli murakıbı raporunda ise banka bilançosunda olumlu gelişmeler yaşandığından dolayı denetimden çıkartılması teklif edilmiştir.
Yakın Gözetim Dönemi (1994-2003)
Bankanın yakın gözetime alınma nedenleri;
- Kredilerin neredeyse tamamının Uzan Grubuna kullandırılması
- Bankacılık işlevlerinden uzaklaşması
- Gelir-gider dengesinin bozulması, kârlılığın düşmesi
- Likidite sıkışıklığı
Temmuz 2003’te bankacılık sistem kayıtları silinmiş, bilgi sistemi devre dışı bırakılmış ve banka yasal defterleri ortadan kaldırılmıştır. Bu eylemleri takip eden günlerde bankaya devlet tarafından el konulmuş ve yönetimi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’na (BDDK) devredilmiştir.
İmar Bankası olayında öne çıkan usulsüzlükler aşağıdaki gibi sıralanabilir;
- Kayıt dışı mevduat toplanması
- Yetkisiz Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) satışları
- Bankanın hakim ortağına usulsüz kredi kullandırılması
- Paravan şirketler üzerinden kaynak aktarımı
- Grup şirketlerine off-shore’lar üzerinden kredi kullandırılması
- İmar Bankası, 31 Ekim 1989 tarihinden itibaren İMKB’de aracılık faaliyetlerini bütünüyle durdurmuş̧, temsilcisini geri çağırmış̧ ve bürosunu kapatmıştır. Buna rağmen İmar Bankası, Kanuna aykırı bir şekilde aracılık faaliyetinde bulunulması.
İmar Bankası olayında sistematik problemler aşağıdaki gibi özetlenebilir;
- İç kontrol ve iç denetim sistemlerinin yetersiz olması
- Banka yazılımına (GM04) müdahale olması, kayıt sistemine müdahaleler
- BDDK denetimlerinin eksik olması
- BDDK denetimlerinde tespit edilen hususların ve önerilerin siyasi otoriteden kaynaklanan nedenlerden dolayı uygulamaya konulamaması ve çok yakın dönemlerde yayınlanan raporların tamamıyla zıt görüşler içermesi
İmar Bankası Davası
Bankayı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 25 sanık hakkında İmar Bankası Davası açıldı. Dava sonucunda mahkeme, Bankanın belge ve kayıtlarını denetime ibraz etmemek ve denetime engel olmak suçlarından sanıkların bir kısmını 1 yıl 8 ay hapis ve 1.666 TL adli para cezası ile cezalandırmıştır. Sanıkların bir bölümü ise 1 yıl 3 ay hapis ve 1.250 TL adli para cezası ile cezalandırılmışlardır.
Kıssadan Hisse
Hile belirtisi, hile riski değerlemesi, hile denetimi metodolojisi ve diğer sistematik hile denetimi süreçlerini İmar Bankası olayı özelinde değerlendirmek anlamsız hale gelmektedir.
İmar Bankası verilerine dayanarak hile belirtilerini yorumlamak sağlıksız bir çıkış noktası olacaktır. İmar Bankası’nda yaşanan usulsüzlükler yeminli murakıplar denetim raporlarına geçmesine rağmen hiçbir önlem alınmamıştır.
İmar Bankası’na yönelik 1988-2003 yılları arasında yayınlanan bankalar yeminli murakıbı olumsuz raporlarına rağmen bağımsız denetim raporlarında denetimi görüşünün açıklanmadığı raporlarda mevcuttur. Denetim görüşünün açıklanmaması olumlu görüş anlamına gelmemektedir. Fakat çok açık kural ihlallerini ve yasa dışı faaliyetleri içeren mali tablolar hakkında bağımsız denetim firmasının olumsuz görüş açıklamaması kabul edilebilir bir uygulama değildir.
Bankacılık sektörü açısında kuralların objektif bir şekilde işletildiği bağımsızlığı ve özerkliği artırılmış bir bankacılık otoritesi şarttır. Ayrıca bankacılık otoritesinin de almış /almamış olduğu kararların etkinlik denetimine tabi olması da kaçınılmazdır.
Kaynak: Prof. Dr. Davut Pehlivanlı, Hile Denetimi ve Metodoloji, Beta Kitap.
Bir yanıt yazın