Daralan Yaşamlar
Hayat pahalılığı riski Global Risk Raporunda ilk sıralarda yer almıştı Türkiye Risk Raporunda ise bu risk daha hard olarak “Derin ya da yaygın yoksulluk riski” olarak yeraldı.
Aşağıdaki haber sürekli bu konuları hatırlatıyor …
Şöyle düşünüyorum ya bu süreçte akıl sağlımız zarar görecek ya da dayanıklılığımız artacak …
Ama her türlü hayat ellerimizin arasından akıp kaçıyor ve biz bunu haketmedik …
YIL BOYUNCA BİZİ BEKLEYEN RİSKLER NELER?
-2023 yılı Türkiye Risk Raporu ülkemizin karşı karşıya bulunduğu riskleri kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor. Rapora göre 2023 yılında yer alan ilk 10 risk; piyasa riski, eşitsizlik riski, döviz kuru riski, bölgesel çatışmalar riski, derin ve yaygın yoksulluk riski, likidite riski, beyin göçü ve buna bağlı nitelikli personel problemleri riski, sahte haberler riski, fikir özgürlüklerine müdahale riski, iş gücünün niteliksel eksiklikleri riski olarak ön plana çıkıyor.
–Kısa, orta ve uzun vadede karşı karşıya bulunduğumuz bu riskler; ekonomik riskler, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik riskleri ön plana çıkabiliyor. Bu riskler gerçekleştiği takdirde hem dünyaya hem de ülkemize önemli zararlar verebilir.
Bu risklerin olası zararlarını azaltacak mekanizmaların hem bireysel, hem kuruluşlar, hem de devletler nezdinde titizlikle oluşturulması gerekiyor. Bu konuda uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.
Risklerin hem bireyler hem de kuruluşlar açısından her alanda arttığı ve çeşitlendiği bir ortamda yaşıyoruz. Ekonomik, finansal, toplumsal, çevresel pek çok risk hayatımızı derinden etkiliyor. Bu risklerle baş etmek ve yönetmek daha da zorlu hale geliyor. Yayınlanan 2023 yılı Türkiye Risk Raporu ülkemizin karşı karşıya bulunduğu riskleri kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor. Prof. Dr. Davut Pehlivanlı ve diğer katkıda bulunanlar tarafından anket çalışmasına dayanılarak hazırlanan rapor çarpıcı tespit ve analizleri içeriyor.
TÜRKİYE RİSK RAPORU’NA GÖRE 2023’TE İLK 10 RİSK
Ulusal düzeyde kamu kesimi ve özel sektörün karşılayabileceği anahtar risklerin tanımlanması ve değerlendirilmesini hedefleyen, olasılık-etki analizi yapılarak hazırlanan rapor; ekonomik, jeopolitik, toplumsal, teknolojik ve çevresel riskleri içeren sınıflandırmayı esas alıyor. 2023 yılında yer alan ilk 10 risk; piyasa riski, eşitsizliğin derinleşmesi riski, döviz kuru riski, bölgesel çatışmalar ve komşularla olası problemler riski, derin ya da yaygın yoksulluk riski, likidite riski, beyin göçü ve buna bağlı nitelikli personel problemleri riski, medya yankı odaları ve sahte haberler riski, fikir özgürlüklerine müdahale riski, iş gücünün niteliksel eksiklikleri riski olarak ön plana çıkıyor.
EKONOMİK RİSKLER, ÖN SIRALARDA YER ALIYOR
Rapora göre 2023 yılı risk sıralamasında üst sıralarda ekonomi temelli riskler yer alıyor. Pandemi sonrasında hem global bazda hem de ülkemizde yaşanan enflasyonist gelişmeler, Rusya-Ukrayna Savaşı kökenli enerji ve tahıl ürünlerinde yaşanan krizler ile global ölçekte yaşanan resesyon gibi faktörler piyasa, döviz, likidite gibi ekonomik riskleri artırıyor. Eşitsizliğin derinleşmesi riskinin 2022 risk envanterinde 10. sırada yer alırken 2023 envanterinde 2. sırada yer alması hem 2023 yılına yönelik olumsuz beklentileri hem de riskler karşısında bireysel veya şirketler bazında aksiyon alanının daraldığını gösteriyor.
EŞİTSİZLİK VE BÖLGESEL ÇATIŞMALAR RİSKLERİ ARTIYOR
Bölgesel çatışmalar riskinin Suriye iç savaşı süresince dahi risk envanterinde üst sıralarda yer almamasına rağmen Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi sonrasında üst sıralara taşınması beklentilerin kırıldığına ve kritik risklerin gerçekleşme olasılığının arttığına yönelik bir kuvvetli sonuç olarak okunabilir. Derin ya da yaygın yoksulluk riskinin 2022 risk envanterinde 9. sırada yer alırken 2023 risk sıralamasında 5. sırada yer alması eşitsizliğin derinleşmesi riskinin yükselişine paralel bir yaklaşımla değerlendirilebilir.
BEYİN GÖÇÜ NEDENİYLE NİTELİKLİ PERSONEL RİSKİ DERİNLEŞİYOR
Beyin göçü ve buna bağlı nitelikli personel problemleri riski, risk envanterinde 7. sırada yer alıyor. Beyin göçü riski, global çalışma hayatında yaşanan değişim, pandemi ve devamında uzaktan çalışma kültüründe yaşanan değişimin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Medya yankı odaları ve “sahte haberler” riski, risk envanterinde 8. sırada, fikir özgürlüklerine müdahale riski 9. sırada, iş gücünün niteliksel eksiklikleri riski ise 10. sırada yer alıyor. İşsizlik riski ile iş gücünün niteliksel eksiklikleri riski birlikte görülüyor.
GELECEK 5 YILDA HANGİ RİSKLER, ÖN PLANDA OLACAK?
2023 yılında ilk 10 risk sonrasında gelen diğer risk beklentilerine bakıldığında ise; Anayasa ve sivil toplumun erozyonu riski, kredi ödeme problemleri riski, işsizlik riski, insan haklarını ihlali riski, varlık fiyatlarında balon etkisi riski, büyük veri dolandırıcılığı, su krizleri riski, doğal afet riski, dijital dönüşümde global rakiplerin gerisinde kalma riski, çevresel felaketler ve biyoçeşitliliğin çökmesi riskleri sıralanıyor. 5 yıllık projeksiyonda ise yüksek enflasyon beklentisi, ekonomik çatışmalar/ambargo/yaptırım uygulamaları, ekonomik kriz, tedarik zinciri aksaklıkları, dövize erişim problemleri, enerji krizleri, yaptırımlarla karşılaşma, reel sektörde iflaslar, zorunlu göç riskleri ilk sıralarda yer alıyor.
GLOBAL VE ULUSAL RİSKLER ARTIYOR
Gelir dağılımında adaletin bozulduğu, işsizlik baskısının, konut temininde yaşanan problemlerin global ve ulusal ölçekte arttığı, enflasyon kaynaklı bireysel iflasların yaşandığı ve teknoloji kökenli gelişmeler sonucunda istihdam alanlarının daraldığı günümüzde iş gücünde hareketlilik artıyor ve sınırları aşıyor. İklim değişikliği, sürdürülebilirlik, pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve bağlantılı yaptırımlar, ABD-Çin arasında başta olmak üzere çeşitli bölgelerde yaşanan çatışma ve çekişmeler ve bunların ortaya çıkardığı veya etkilediği enerji, göç gibi krizler ve gelişmeler riskleri artırıyor.
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ GEREKİYOR
Kısa, orta ve uzun vadede karşı karşıya bulunduğumuz riskleri farklı çalışmalar ile farklı perspektif ve önceliklerden değerlendirmek mümkün. Bazı açılardan ekonomik riskler ön plana çıkarken, diğer açılardan iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik riskleri ön plana çıkabiliyor. Bununla birlikte nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin, karşı karşıya bulunduğumuz risklerin giderek çeşitlendiğini, olasılıklarının yükseldiğini ve gerçekleşmeleri durumunda hem dünyaya hem de ülkemize önemli zararlar verebileceğini ifade etmek yanlış olmayacak. Bu nedenlerle karşı karşıya bulunduğumuz risklerin olası zararlarını ve etkilerini azaltacak ve yönetmeyi mümkün kılacak mekanizmaların hem bireysel, hem kuruluşlar, hem de devletler nezdinde titizlikle oluşturulması, bunun yanı sıra bu büyük risklerle baş etmek için uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi önem taşıyor.
Gürdoğan Yurtsever
Muvzuat Uyum Derneği Başkanı
yurtsever@turcomoney.com
Yazının devamı için tıklayınız: Turcomoney
Çeşitli dönemlerde çeşitli kuruluşlarla yapılan söyleşileri Davut Pehlivanlı yotube kanalında bir araya getirdik.
Risk yönetimi özelinde bir kanal oluştu zamanla büyüyeceğini öngörebiliriz …
Prof. Dr. Davut Pehlivanlı
Risk Yönetimi Hizmetleri kapsamında temelde aşağıdaki hizmetleri veriyoruz. Müşterinin risk yönetimi sisteminden beklentilerine paralel; raporlamadan görev kartlarına, süreç yönetiminden aksiyon alanlarına kadar pekçok alanda iç sistemleri revize ediyoruz.
Global Riskler ve Türkiye Riskleri Benzer mi? Yoksa Ayrıştık mı?
Global risk raporunda yer alan ilk 10 riskin 4 tanesinin Türkiye risk raporu çalışmasında direkt olarak karşılıkları yer almaktadır. Türkiye risk raporunda çevre kökenli riskler ilk 10 risk arasında yer almazken global risk raporunda ilk 10 risk arasında 5 adet çevre kökenli risk yer almaktadır. Global risk raporunda ilk 10 risk arasında 1 tane bilgi teknolojileri kökenli risk yer almıştır. Buna karşılık Türkiye risk raporunda ilk 10 risk arasında bilgi teknolojileri kökenli risk yer almamaktadır.
Global risk raporu ve Türkiye risk raporunda yer alan ortak riskler toplumsal riskler ve jeopolitik kökenli risklerdir.
Global risklerde 1. sırada yer alan yaşam maliyetlerinin artışına yönelik riskin karşılığı olarak Türkiye risk envanterinde 2. sırada eşitsizliğin derinleşmesi riski ve 5. sırada derin ya da yaygın yoksulluk riski yer almaktadır. Global ölçekte risk; yaşam maliyetinin artması olarak insan hayatına yansırken Türkiye ölçeğinde ise risk yaygın yoksulluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Türkiye’de orta ve alt gelir gruplarının geleceği açısından ayrıca değerlendirilmelidir.
Global risklerde 3. sırada yer alan jeo-ekonomik çatışma riskleri Türkiye risk raporu çalışmasında 5 yıllık projeksiyon kapsamında risklerin sıralanırken ekonomik çatışmalar riski olarak envanterde yüksek riskler arasında yer almıştır.
Global risklerde 5. sırada yer alan toplumsal kutuplaşma ve sivil toplumun erozyona uğraması riskinin Türkiye risk envanterinde karşılığı 11. sırada anayasa ve sivil toplumun erozyonu riski olarak yer almaktadır.
Global risklerde 10. sırada yer alan büyük ölçekli göç riski Türkiye risk raporu çalışmasında 5 yıllık projeksiyon kapsamında riskler sıralanırken zorunlu göç ve devamı riski olarak sorgulanmış ve ağırlıklı olarak yüksek ve çok yüksek risk olarak skorlanmıştır.
Prof. Dr. Davut Pehlivanlı
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Türkiye Risk Raporu Direktörü